Sokak ortasında bir kadın cinayeti daha

Belçika’nın sahil kenti Oostende’de, şehir merkezine yakın Brusselstraat’ta 43 yaşındaki bir kadın, gündüz vakti, sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Görgü tanıkları, kadının saldırgandan kaçarken “Polisi arayın!” diye bağırdığını, ardından zanlının ateş ettiğini belirtti. Saldırgan, olay yerinden bir taksiye binerek kaçtı. Taksi şoförünün olaydan haberi olmadığı ve zanlıyı Brugge’e götürdüğü öğrenildi.

Belçika polisi, taksi içinde delil toplayarak soruşturmasını sürdürüyor. Bu olay, Avrupa’nın sakin bir kentinde dahi kamusal güvenliğin kırılganlığını gösterirken, benzer vakalarla sık sık karşılaşan ülkemizde de paralel bir kaygıyı tetikliyor.

SOKAK ORTASI KADIN CİNAYETLERİ: RAKAMLAR VE GERÇEKLER

Oostende’deki cinayet, Türkiye’de son yıllarda artan sokak ortası kadın cinayetlerini yeniden gündeme getirdi. İstanbul’dan Adana’ya, Mardin’den Diyarbakır’a uzanan bir coğrafyada, kadınlar evlerinin önünde, yürüyüş yaparken veya tartışma yaşadıkları kişilerce sokak ortasında silahlı saldırıya uğruyor. Örneğin, Mardin’de 31 yaşındaki Zeynep Gül Kuşçu yolda yürürken tabancayla vurularak öldürülmüş, Diyarbakır’da ise Hilal Kar’ın failleri ancak üç aylık bir takibin ardından yakalanabilmişti.

ARTAN ŞİDDET VE YETERSİZ ÖNLEMLER

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2025 ilk altı aylık verilerine göre, Türkiye’de 136 kadın öldürüldü, 145 kadın ise “şüpheli” bir şekilde yaşamını yitirdi. Öldürülen kadınların 78’i ateşli silahlarla hayatını kaybetti.

2019 yılında 52 kadın sokak ortasında, 292 kadın ise evde öldürülmüştü. Bu veriler, şiddetin boyutunun yanı sıra mekansal dağılımını da gözler önüne sererek, sorunun sadece bireysel değil, yapısal olduğuna işaret ediyor.

HUKUKİ DÜZENLEMELER VE UYGULAMADAKİ AÇIKLAR

Türkiye’de kadınlara yönelik şiddeti önlemek için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gibi ciddi hükümler içeren yasalar mevcut. Ancak uygulamada yaşanan aksaklıklar, bu koruma mekanizmalarını zayıflatıyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre, 2025’in ilk yarısında koruma kararı bulunan 9 kadın öldürüldü.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrasında ise hukuki savunuculuk ve koruma mekanizmalarına ilişkin endişeler artmış durumda. Mor Çatı ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gibi sivil toplum kuruluşları, hem hukuki destek sağlayarak hem de toplumsal farkındalık yaratarak bu açığı kapatmaya çalışan kritik aktörler olarak öne çıkıyor.

ÇÖZÜM YAPISAL REFORMLARDAN GEÇİYOR

Oostende’deki cinayet, kadınların kamusal alanlarda güvende hissetmediği küresel bir gerçeği yansıtıyor. Türkiye özelinde ise artan sayılar ve koruma kararlarının etkin şekilde uygulanamaması, sorunun bireysel olmaktan çıkıp yapısal bir krize dönüştüğünü gösteriyor. Kalıcı çözüm; yasaların etkin uygulanması, toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı eğitimler ve ateşli silah erişiminin kontrol altına alınmasından geçiyor. Aksi takdirde, rakamların düşmesi mümkün görünmüyor.

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir